31 Aralık 2025 - Çarşamba

Bir Gün Kala

Takvim 31 Aralık’ı gösteriyordu. Şehir henüz patlamamıştı ama gerilmişti.

Yazar - Ahmet İpin
Okuma Süresi: 3 dk.
Ahmet İpin

Ahmet İpin

-
Google News

 

 Işıklar asılmış, vitrinler süslenmiş, insanlar yarına hazırlanıyordu. Sanki herkes, henüz gelmemiş bir ana şimdiden teslim olmuştu. Ben ise masamda oturmuş, olup bitecekleri çoktan görmüş biri gibi bu satırları yazıyordum.
 

Her yıl aynı şey yaşanıyor. Yeni yıl, büyük bir coşkuyla karşılanıyor; ama ardından gelen günler, o coşkuyu utandıracak kadar ağır oluyor. Bir öncekini aratan yıllar zinciri, hiç kopmadan devam ediyor. Dünya her geçen yıl biraz daha sertleşiyor, insan biraz daha tahammülsüzleşiyor.
Çocukluğumda yılbaşı bu kadar iddialı değildi. Evlerin içinde, sessiz bir geçişti. Ne büyük beklentiler vardı ne de büyük hayal kırıklıkları. Şimdi ise kimse yerinde duramıyor. Evler boş, sokaklar dolu. Eğlence merkezleri taşarken, insanın içi boşalıyor.
 

İnsan düşünmeden edemiyor:
Acaba yılbaşını kutlamamak, insanlar için daha hayırlı; hatta dünya için daha hayırlı değil mi?
Belki de bu kadar gürültü, bu kadar gösteri, zamanın dengesini bozuyor. Çünkü zaman sessizliği sever. Ve insan, sessizliği terk ettiğinden beri dünya da huzurunu kaybediyor.

 Henüz saatler sıfırı göstermemişti, havai fişekler patlamamıştı, kahkahalar yükselmemişti. Ama ben, yarının gürültüsünü bugünden duyuyordum.
Sanki dünya, insana bir süredir fısıldıyordu: “Yavaşla.”
İnsan ise bu fısıltıyı bastırmak için daha yüksek sesle eğlenmeyi seçiyordu. Oysa her taşkın kutlama, ardından bir bedel bırakıyordu. Toplum yoruluyor, ilişkiler aşınıyor, dünya insanın hızına yetişemiyordu.
Belki de yeni yıla girerken yapılması gereken şey kutlamak değil, durmaktı.
Belki de bir günü sessiz geçirmek, bir yılı bağırarak karşılamaktan daha anlamlıydı.
Kalemi bıraktım. Yarın gece herkes eğlenecekti. Ben ise bu satırların, yarının sabahında daha anlamlı okunacağını biliyordum. Çünkü bu yazı, yılbaşını anlatmıyordu; insanın, zamanı nasıl hoyratça harcadığını anlatıyordu.
Ve içimden geçen son düşünce şuydu:
Yılbaşını kutlamamak, belki insan için de dünya için de daha hayırlıdır.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.